DEVAM: 16- Ağıt
Yakmadan Ağlamanın Ruhsatı
6. Usame b. Zeyd
- - (-)
8389 (1)- Usame b. Zeyd
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kızlarından birisinin oğlu
veya kızı ölmek üzere idi. Bu sebeple Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e gelmesi için haber gönderdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kızına selam ederek: ''Allahın aldığı ve verdiği her şey Allah'a aittir. Allah
katında her şeyin belli bir sonu vardır. Kızım sebretsin ve ecrini Allah'tan
beklesin'' diye haber yolladı. Kızı yeminle gelmesi için haber gönderince Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmek için kalktı. Biz de kendisiyle
birlikte kalktık. Çocuk Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kucağına
konulduğunda can çekişmekteydi. Oradakilerin içinde sanırım Sa'd b. Ubade ve
Ubey de bulunmaktaydı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in gözlerinden
yaşlar boşalmaya başladı. Bunun üzerine Sa'd: "Bu da nedir ey Allah'ın
Resulü!" deyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bul Allah'ın
dilediği kullarının kalbine bırakmış olduğu rahmettir. Allah kullarından ancak
merhametli olanlara rahmet eder'' dedi.
[-Sahih-]
Diğer tahric: Buhari,
cenaiz (2/100), Müslim, cenaiz 2/635 (923), Ebu Davud, cenaiz 3/189 (3125) ve
İbn Mace cenaiz 1/506 (1588) rivayet ettiler.
8390 (2)- Usame b. Zeyd
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e (torunu) Umeyme binti Zeyneb
verilince can çekişmekteydi. Sanki kurumuş bir kırba gibiydi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allahın aldığı ve verdiği her şey Allah'a
aittir. Her şeyin belli bir sonu vardır'' buyurdu ve gözleri yaşardı. Bunun
üzerine Sa'd b. Ubade: "Ey Allah'ın Resulü! Ağlıyor musun? Ağlamayı
yasaklamadın mı?" deyince: ''Bul Allah'ını kullarının kalbierine bırakmış
olduğu rahmettir. Allah kullarından ancak merhametli olanlara rahmet eder''
dedi.
[-Sahih-]
8391 (3)- Usame b. Zeyd
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kızı kendisine: "Oğlum
ölmek üzeredir. Yanımıza gel" diye haber gönderince, Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine selam ederek: ''Ailahın aldığı ve verdiği
her şey Allah'a aittir. Allah katında her şeyin belli bir sonu vardır'' diye
haber gönderdi. Ancak kızı and verip gelmesi için haber yollayınca Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmek için kalktı. Biz de kendisiyle birlikte
kalktık. Beraberinde Muaz b. Cebel, Ubey b. Ka'b ve Sa'd b. Ubade de
bulunmaktaydı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuğu (kucağına)
aldığında can çekişmekteydi. Bu sebeple Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in gözleri yaşardı. Sa'd: "Ey Allah'ın Resulü! Bu da nedir?" deyince,
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu, Allah'ın kullarının kalbIerine
bırakmış olduğu rahmettir. Allah kullarından ancak merhametli olanlara rahmet
eder'' dedi.
[-Sahih-]
8392 (4)- Usame b. Zeyd
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e, (torunu) Umeyme binti
Zeyneb verilince can çekişmekteydi. Sanki kurumuş bir kırba gibiydi. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'ın aldığı ve verdiği her şey Allah'a
aittir. Her şeyin belli bir sonu vardır'' buyurdu ve gözleri yaşardı. Bunun
üzerine Sa'd b. Ubade: "Ey Allah'ın Resulü! Ağlıyor musun? Ağlamayı
yasaklamadın mı?" deyince: ''Bu, Allah'ın kullarının kalbIerine bırakmış
olduğu rahmettir. Allahı kullarından ancak merhametli olanlara rahmet eder''
dedi.
[-Sahih-]
Müsned'i tertip eden der
ki: "Bu hadis Aişe'nin rivayetiyle Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), Ebu Bekr ve Ömer'in Sa'd b. Muaz'a ağlaması hadisinde ve ayrıca Hendek
savaşı bölümünde geçecektir.